Afet Sahasındaki Kadın Çalışanlar İçin Deneyim Paylaşım Atölyesi

Alandaki çalışmalarımız bu kadar kapsamlı hale gelmişken, afet sahalarında varlık gösteren kadınlarla da bir çember kurmamız şarttı!

6 Şubat depremleri, yalnızca fiziksel bir yıkım değil; aynı zamanda sahada çalışan kadınların karşılaştığı farklılaşmış deneyimlerin de görünür hale gelmesine yol açtı.

Afet sonrası süreçte hem kendi gözlemlerimiz hem de sahadaki kadın çalışanların paylaşımları, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bu deneyimleri doğrudan şekillendirdiğini gösterdi.

Bu eşitsizlikler kimi zaman kadınların sahada daha fazla yük üstlenmesine neden olurken, kimi zaman da dayanışma ve güçlenme için yeni kapılar araladı.

Bu gözlemlerden hareketle “Afet Sahasında Kadın Çalışan Deneyim Paylaşım Atölyesi”ni tasarladık. Amacımız, kadın çalışanların afet sahasında karşılaştıkları zorlukları ve geliştirdikleri stratejileri güvenli bir ortamda tartışmaya açmak; bu deneyimlerden ortak dersler çıkararak hem bireysel hem de kolektif güçlenme süreçlerini desteklemekti.

Atölye, kadın çalışanların iyilik haline katkı sağlamanın yanı sıra, yaşanan deneyimlere dair önemli veriler ortaya çıkarıyor. Bu veriler, olası yeni afetlere daha hazırlıklı olmak için değerli bir kaynak oluşturuyor. Atölyenin çıktıları, yalnızca bireysel farkındalık yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda savunuculuk aracı haline gelerek toplumsal cinsiyet odaklı afet politikalarının geliştirilmesine de katkı sunuyor.

"Çok şey öğrendik, güçlendik!"

Pilot uygulamamızı Adıyaman’da gerçekleştirdik. Yedi farklı sivil toplum kuruluşunda aktif çalışan kadınların katılımıyla yürütülen atölye, yoğun ilgi gördü. Katılımcılar, kendi deneyimlerini paylaşarak hem birbirlerinden öğrendiler hem de sahadaki güçlenme alanlarını fark ettiler. Ortak bir duygu olarak “çok şey öğrendik” ve “güçlendik” sözleri dile getirildi. Bu buluşma, kadınların yan yana geldiklerinde yalnızca deneyim aktarmadıklarını; aynı zamanda yeni bir dayanışma ve direnç hattı kurduklarını gösterdi.

Adıyaman’daki ilk uygulamanın ardından, bu çalışmayı daha fazla kadınla buluşturmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki her deneyim, başkalarının güçlenmesine katkı sağlar. Birbirimizin yaşadıklarını duyarak, daha dirençli topluluklar inşa edebilir ve kadınların afet sahasındaki varlığını daha görünür hale getirebiliriz.

Afet sahasında kadın çalışan olmak yalnızca bir mesleki rol değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı direnişin ve kadın dayanışmasının güçlü bir göstergesi. Bu nedenle atölyeyi yaygınlaştırmak, geleceğe bırakacağımız en değerli katkılardan biri olarak görüyoruz.​